8 Eylül 2013 Pazar

Reklamda 5 M... (Mission, Message, Media, Money, Measurement)
Ne tek başına gerçekler, ne tek başına sanat... Reklam, ikisinin ideal birlikteliğidir. Ve o birliktelik, satış yaptırıyorsa; işte o zaman doğru bir reklam yapmışsınız, demektir.
Reklam stratejinizi, bütçenizi ve faydasını görebilmek için bu 5 M kuralı önemlidir.
Mission / Misyon
Reklamın misyonu; şu dört başlıktan birine ilişkin olabilir:
Bilgilendirme, ikna etme, anımsatma veya satın alma kararını pekiştirme.
Burada en belirleyici olan, ürünün bilinirlik ve tercih edilirlik durumudur.
Mesaj / Message
Markanın/ürünün özgün değerini, kelimeler ve resimlerle ifade etmektir.
Mecra / Media
Hedef pazara ulaşabilme gücüne ve bütçeye göre seçim yapılmalı... Reklam kampanyasıyla hedeflenen etkiyi, erişimi ve sıklığı belirlemek için yapılan çalışmadır. Erişim, sıklık ve etki arasında hassas dengeler bulunur.
Para / Money
Reklamın, satışları pozitif etkilemesi hedeflenmelidir. Hatta, bunun için bir hedef belirleyerek, ajansa bu doğrultuda ücret ödenmesi düşünülebilirdi. Ancak, elbette ki reklam dışında da satışı etkileyen faktörler mevcut. Ki bunların büyük kısmı, doğal olarak pazarlamanın kapsamına giriyor.
Ölçme / Measurement
Reklam kampanyaları ilk ölçüm ve son ölçüm gerektirir. Son ölçümler, reklam kampanyasının iletişim veya satışları etkileme gücünü hesaplamaya çalışır. Ancak, özellikle imaj reklamlarında bu yapmaz zordur.
Sonuçta; reklama ne kadar para harcayacağınızı doğru belirlemek, kritik bir noktadır.
“Eğer, reklama çok az bütçe ayırırsanız, bu fazla harcama yaptığınız anlamına gelebilir. Çünkü, kimse yaptığınız reklamın farkına varmaz.” Ancak, her yerde görebileceğiniz bir reklam, satışlarınızda hedeflenen artışı da yapmayabilir.
Reklama büyük paralar harcamış kişilerden biri olan, Coca Cola'nın efsanevi ismi, eski başkan yardımcısı Sergio Zyman, yakın bir geçmişte şöyle demiş:
“Bildiğiniz gibi, reklam öldü.” Ve ondan sonra reklamı yeniden tanımlamış:
“Reklam, televizyon reklamlarından çok daha fazlasıdır. Markalamayı, ambalajlamayı, ünlü sözcüleri, sponsorları, tanıtımı, müşteri hizmetlerini, çalışanlarınızın davranış biçiminizi ve hatta sekreterinizin telefonlara nasıl cevap verdiğini kapsar.”

Yani reklam, aslında pazarlamadır.
Karanlıkta, bir kıza göz kırpmayın!... Reklam yapın...

Reklamın gerekliliği konusunda farklı fikirler var kuşkusuz.
Bazı firma sahip ve yöneticileri diyor ki, “Biliyorum, yapsam iyi olur. Ama öyle bir bütçe ayıramam. Durumum müsait değil. Kazanayım önce, sonra reklam yaparım.”
Bazı firma sahip ve yöneticileri diyor ki, “Zaten kazanıyorum. İşler iyi. Neden kazancımın bir kısmını reklama ayırayım ki. Bana ne sağlayacak. Boşuna masraf!...”
Neyse ki, bazı firma sahip ve yöneticileri de diyor ki. “Kalıcı olmam, daha çok kazanmam için yatırım yapmam lazım. Pazarlama ve reklam da benim için bir yatırım...”
İlk iki örneğin, an için haklılığı elbette ki mümkün. Ancak, orta ve uzun vadede olası yaşanacaklar, an itibariyle haklı görünen bu düşünceleri, haksız çıkarabilir. Yaşayıp görmek, yaşayanlardan fikir almak gerek...
Dr. Steuart Henderson Britt'in sözü, bu noktada reklamın önemini vurgulamak açısından önemli...
Britt diyor ki; “Reklamsız iş yapmak, bir kıza karanlıkta göz kırpmaya benzer. Sen ne yaptığını bilirsin ama başka kimse bilmez.”
Tabi burada dikkat edilmesi gereken çok kritik bir nokta da, doğru strateji ile sonuç odaklı reklam yapmak. Yoksa, şov yapmak değil elbette.

Keşke şirketler, sıra dışı ve fark yaratan ürünler ve hizmetler üzerine gitseler. Hem fark yaratırlar, hem de reklam bütçelerini düşürürler. Çünkü; reklama harcanması gereken miktar, ürünün iyiliği oranında azalacaktır. En inandırıcı reklam, memnun kalmış müşterinin yapacağı reklamdır.